Karahan Tepe ve Göbekli Tepe’de yapılan son arkeolojik keşifler:
Yakın zamanda Türkiye’nin güneydoğusunda gerçekleşen önemli arkeolojik keşifleri incelemeye başladık. Göbekli Tepe ve Karahan Tepe, tarih öncesi dönemlere ışık tutan bu keşiflerle yeniden ön plana çıkıyor. Göbekli Tepe’nin sadece 37 km güneydoğusundaki Karahan Tepe, Taş Tepeler projesinin bir parçası olarak incelenmektedir. 2019 yılında başlayan kazılar, aslında 1997 yılından beri arkeologlar tarafından bilinmektedir.
Karahan Tepe, hem Göbekli Tepe’den daha büyük bir alana sahiptir hem de şimdiye kadar kaydedilen en eski kış gündönümü hizalamalarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Ancak en ilginç keşifler, Eylül 2023’te tepenin tepesindeki yeni bir muhafazada yapıldı ve bu muhafaza içinde iki önemli heykel ortaya çıkarıldı.
Karahan Tepe’nin İlk Heykeli: İnsanın En Eski Tasviri
İlk Karahan Tepe heykeli, gerçekçi bir insan tasvirinin dünyadaki en eski örneği olarak dikkat çekiyor. Bu 2.3 metre uzunluğundaki heykel, üst kısmı yere yaslanmış ve ikiye bölünmüş olarak bulundu. Heykelin bacakları yerinde bulunmuş gibi görünüyor ve başlangıçta dik bir bankın üzerine yerleştirilmiş.
Heykelin üzerinde, güçlü bir “v yaka” motifine sahip olduğu ve kaburgaların arasında kare şeklinde yükseltilmiş berrak kaburgalara sahip olduğu görülüyor. Heykelin kolları, fallusun etrafındaki alanı kavrayarak aşağı doğru iniyor. Bu heykel, Urfa Adamı veya Balıklıgöl Heykeli olarak bilinen 10.300 yıl öncesine ait diğer benzer figürlere benzemektedir.
Heykelin yüksekliği, 1.8 metre olan Urfa Adamı’ndan daha büyük olduğu için bu heykelin bir devi temsil ettiği veya eski Sümer geleneğinin Anunnaki’sinin ilk ayrıntılı insan tasviri olduğu gibi ilginç teoriler ortaya atılmıştır. Heykelin saç çizgisi de dikkat çekicidir çünkü kulakların üzerinde tıraş edilmiş bir alan içermektedir, bu da Mohican saç stilinin erken bir formunu hatırlatmaktadır.
Karahan Tepe’deki Yeni Muhafaza: Gökyüzü İle Bağlantı
Karahan Tepe’deki yeni muhafaza da büyük bir ilgi çekmektedir. Muhafazanın inşa edildiği sırada gökyüzündeki Cygnus yıldızları ve özellikle Deneb tarafından işaretlenen Samanyolu’nun Karanlık Yarığı’nın yükselişiyle aynı hizada olduğu keşfedilmiştir. Bu, akbaba motifi ile özellikle dikkat çekicidir, çünkü akbaba aynı zamanda Göbekli Tepe’deki 43. sütun üzerinde de bulunmaktadır.
Bu bağlantı, akbabanın doğum, ölüm ve yeniden doğuşun sembolü olarak kabul edildiği birçok kültürde olduğu düşünüldüğünde oldukça önemlidir. Ayrıca, Karahan Tepe’deki dev T sütunlarının, erkek doğurganlığını temsil eden fallik bir sembol olan “shiva lingam”ının erken bir formu olabileceği teorisi üzerinde durulmaktadır.
Göbekli Tepe’deki Yeni Keşifler: Yaban Domuzu Heykeli ve Daha Fazlası
Ayrıca aynı dönemde Göbekli Tepe’de de önemli keşifler yapıldı. Muhafaza D’de bulunan yaban domuzu heykeli, beyaz, kırmızı ve siyah boya pigmentlerine sahiptir ve ilginç kabartmalarla süslenmiştir. Bu heykelin altında bulunan “H” şeklindeki kabartma ve yılan başı, bu bölgedeki ritüel veya sembolik anlamları taşıdığını düşündürmektedir.
Sonuç olarak, Karahan Tepe ve Göbekli Tepe’deki yeni keşifler, tarih öncesi dönemlerin gizemini aydınlatmada büyük bir adımı temsil ediyor. Bu heykeller ve muhafazalar, antik insanların gökyüzüyle, doğurganlıkla ve yaşamın temel kavramlarıyla nasıl ilişki kurduğunu anlamamıza yardımcı oluyor ve arkeoloji dünyasında heyecanla beklenen daha fazla keşife yol açabilir.
Kaynak: https://www.ancient-origins.net/news-history-archaeology/karahan-tepe-0019457